Bitkilerdeki Şifa
  Site içi Arama

OBEZİTE VE İDEAL KİLO

17 Haziran 2015 - 13:12

Eskiler \"Bir dirhem et, bin ayıp örter.\" dermiş. Kilolu insanları güçlü, dayanıklı olarak değerlendirip, sağlık işareti görürlermiş. Yedikleri doğal gıdalar olup, yediklerini yakacak kadar enerji sarf ediyorlarmış.

1- OBEZİTE VE SAĞLIĞA ZARARLARI


Eskiler \"Bir dirhem et, bin ayıp örter.\" dermiş. Kilolu insanları güçlü, dayanıklı olarak değerlendirip, sağlık işareti görürlermiş. Yedikleri doğal gıdalar olup, yediklerini yakacak kadar enerji sarf ediyorlarmış. Günümüzün beslenme alışkanlıkları, yeme bozukluğu, hormonsal bozukluk şişmanlığa daha da ilerisi obeziteye yol açmaktadır. Obezite, vücutta sağlığı tehlikeye sokacak kadar fazla yağ birikmesi, olarak tanımlanmaktadır.

Dünyada olduğu gibi Türkiye’ de de obezite her geçen gün artmaktadır. Ortalama her üç kişiden biri obez görülmekte ve obeziteye kadınlarda erkeklere göre daha fazla rastlanmaktadır.Yapılan obezite prevelans çalışmalarında 30 yaş üstü erkeklerin dörtte birinde, kadınların ise yarıya yakınında obezite görülmüştür. Obezlik tespiti, vücut ağırlığının boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle bulunan vücut kitle endeksi (V.C.K ) ile yapılmaktadır. Bulunan değerler, 18.5 kg/m2 altı zayıf, 18.5-24.9 kg/m2 arası normal, 25-29.9 kg/m2 arası fazla kilolu, 30-39.9 kg/m2 arası obez, 40 kg/m2 ve üzeri olanlar ileri derece obez olarak tanımlanmaktadır.

Şişmanlık ve obezite, sosyal yaşantıyı etkilediği gibi bazen geri dönüşü olmayan sağlık sorunlarına da neden olmaktadır. Obezitenin, karaciğer yağlanması, tansiyon, insülin direnci, diyabet, damar sertliği gibi hastalıklara yol açtığı görülmüştür. Ayrıca obezitenin hormon dengesini bozarak meme kanseri gibi kanser türlerine neden olduğu gözlenmiştir. Dünya Sağlık Örgütünün çalışması ile dünya da her yıl 3 milyona yakın insanın fazla kiloya bağlı hastalıklardan hayatını kaybettiği tespit edilmiştir. Günümüzde Sağlık Bakanlığı’ da obezite ile mücadele için kampanya başlatmıştır.

Küçük yaşta gelişen obezitenin daha büyük bir tehlike oluşturduğu ve her beş çocuktan birinin fazla kilolu olduğu görülmüştür. Fazla kilolu çocuklarda yağ hücreleri gelişerek, yağ hücre sayısını artırmakta, artan hücre sayısı yağlanmayı sağlamakta ve geri dönüşü olmayan bir kısır döngüye neden olmaktadır.

2- OBEZİTEDEN KURTULMA YOLLARI

Dünyada obezite, sağlık kuruluşlarında doktor kontrolünde tedavi edilebilmektedir. Tedaviden sonuç alınabilmesi için kişinin istekli olması ve doktoruna teslim olması, tedaviye ara vermemesi gereklidir.Şişmanlamamak veya ideal kiloda kalmak için, en başta dengeli ve doğal beslenmeye, günlük hayatta egzersiz yapmaya önem vermek gerekiyor. Günümüz yaşam koşulları oturarak çalışma ve hareketsiz bir hayatı gerektiriyor. Bu şartlara ilaveten, doğallıktan uzak, işlenmiş ürünlerle beslenme, dengenin bozulmasını sağlıyor.

ABD’nin Michigan Üniversitesi ile Mısır’daki Icahn Tıp okulunun ortak yürüttüğü bir araştırmada, 500 denek üzerinde yapılan çalışmalarda, işlenmiş gıdaların bağımlılığa neden olduğu tespit edilmiştir. Özellikle çok işlenmiş gıdalarda ( Çikolata, pizza, patates kızartması gibi ) fazla miktarda yağ ve şeker bulunmasının bağımlılığa neden olduğu görülmüş, işlenmemiş doğal gıdalarla beslenen kişilerde ise bağımlılık görülmemiştir.

3-DİYET LİSTELERİ İLE SAĞLIKLI DENGELİ BESLENME

Bozulan sistemi düzeltmek için her gün yeni bir diyet listesi çıkartılmaktadır. Çıkartılan diyet listeleri hakkında, kısa sürede mi yoksa uzun sürede mi zayıflamanın daha sağlıklı ve daha kalıcı olduğu tartışması gündeme gelmektedir. Şişmanlamamak ve ideal kiloda kalmak için, sağlıklı, dengeli beslenmeyi ve hareketli bir yaşantıyı benimsemek gerekmektedir. Beden ağırlığındaki yüzde 10’luk bir azalma, şeker, kalp ve damar hastalığı riskini azaltmaktadır.

Diyelim ki zayıfladınız, ideal kilonuza geldiniz. İstediğiniz kiloya, belli bir diyet ve egzersiz yaparak ulaştınız. Tekrardan eski yemek yeme kültürünüze dönerseniz, verdiğiniz kiloları geri alırsınız. Bazı kişiler her ne kadar kilolu değil fit gibi görünse de, bu kişilerin damar cidarlarında, karaciğerinde ve iç organlarında yağlanma olabilir. Kişilerde kas dokusu az olup, vücuttaki yağ oranı fazla olabilir. Bu, yanlış beslenmenin bir diğer sonucudur.

ABD merkezli sağlık sitesi \" healthsite.com\", sağlıklı zannedilen ancak şişmanlatan beş yanlış alışkanlığı tespit etmiştir:

* YAĞSIZ BESLENME: Almanya, gıda ürünlerinde yağsız veya az yağlı şartı koyarak, yağ tüketimini azaltmaya çalışmış. Oysaki bunların içine konulan şeker veya kimyasal koruyucular çok daha fazla zarar verebilmektedir. Yağ tercihi olarak susam, fındık ve zeytinyağı gibi bitkisel yağları kullanmak suretiyle vücudun kalori yakmasına katkı sağlanabilir.

*TÜM GÜN MEYVE YEMEK: Tek besin kaynağının meyve olarak esas alınması, vücuda zarar veriyor ve vücudun ihtiyacı olan vitaminin tam alınmamasına neden oluyor. Ayrıca meyvelerin yapısındaki şeker de, kilo aldırıcı etki gösteriyor.

*AZ UYUMAK: Zayıflamak amaçlı olarak uykusuz kalmak düşüncesi bir şeyler atıştırma ihtiyacını doğurmakta, bu da, kalorisi yüksek gıda tüketimine neden olmaktadır. Biz uyurken bile çalışan tek organımız beynimizdir. Beynimizin gece gıdaya ihtiyacı vardır. Beyin ihtiyacı olan gıdayı vücuttaki yağlardan sağlayacaktır. Yağların yakılması için leptin hormonu üretir. Bu leprin hormonu sayesinde uykumuzda yağlar yanarak beynin ihtiyacı olan gıda sağlanır. Bu hormonda en fazla gece 01.00-05.00 arası salgılanmaktadır. Bunun için saat 20.00 den sonra su ve şekersiz çay dışında bir şey yememek gerekir.

*YETERLİ SIVI TÜKETMEMEK: Sıvı tüketmemek, vücudun fazla acıkmasına ve ihtiyacı olmadığı halde aç hissetmesine neden olmaktadır. Metabolizmayı hızlandırmak için günde en az 2 litre su tüketmek gerekir.

* DOĞRU GIDA TÜKETMEMEK VE SAĞLIKLI BESLENME TAVSİYESİ ALMAMAK: Herkesin vücut yapısı farklı olduğundan kişiye özel beslenme planı yapılmalı. Böylece daha kolay ve sağlıklı kilo verme sağlanmalı.

4- ZAYIFLAMA İLAÇLARI

Günümüzde zayıflamak için yapılan yanlışlardan biri de, zayıflama ilaçlarını kullanmaktır. Artık bu tür ilaçların satışı yasaklanmıştır. Ancak halen el altından satılanlar bulunmaktadır. Bu tür ilaçlar sizi hiçbir zaman zayıflatmadığı gibi zarar verici etkileri hatta ölümle sonuçlanan neticeleri görülmektedir.

5- TOKLUK HİSSİ VEREN GIDALAR İLE DENGELİ VE ÖLÇÜLÜ BESLENME

Zayıflama ilaçlarından genelde beklenti, iştahın kesilmesi ve tokluk hissi vermesidir. Oysa iştah merkezini uyaracak, insülin ve kolesistokinin hormonu salınımını uyararak tokluk hissi verecek gıdalar bulunmaktadır. Bunların en başında, yemeklerden bir saat önce içilecek su, en basit yöntem olarak gelmektedir. Açlık ve tokluk merkezleri birbirine komşu merkezlerdir. Bu nedenle insanlar vücudun su ihtiyacında yanılıp acıktım diyerek gereksiz yemek yerler. Oysa içilecek bir bardak su gerekli ihtiyacı sağlayacak ve kalori alınmasını önleyecektir.

Bunun dışında yemeklerde zencefil, zerdeçal, kırmızı pul biber, keten tohumu gibi bitkileri kullanmak, ıspanak, domates, havuç gibi sebze sularına yer vermek, beyaz fasulye, barbunya gibi bakliyatlara, elma, erik, avokado meyvelerine ve yeşil çay gibi bitki çaylarına ağırlık vermek, bize istenilen dengeli beslenmeyi ve tok kalmayı sağlamış olur. Öğünlerde tabakları küçültmek, yemekleri az porsiyon tüketmeyi sağlayacaktır.

6- EGZERSİZ

Yaşantımız boyunca egzersiz çok önemlidir. Yapılan spor ile insülin direnci ve kötü kolesterol düzeyi azalır, kan basıncı ve şeker düşer, iyi kolesterol düzeyi artar. Özellikle kadınlarda kemik erimesi azalır. Su içsem yarıyor diyenlerle yapılan deneyde, hareket eksiklikleri olduğu gözlenmiştir. Kilo almada başlıca etken olarak, vücut ve genetik yapı, enerji kullanımı farklılığı, yaş faktörü gibi nedenler sayılsa da, bunların önemli olmadığı tespit edilmiştir. En basit örnek olarak ayakta durmak, oturmaya göre daha fazla kalori yakmakta ve 20 dakikada bir kalkıp 2 dakika yürüyen kişinin kan şekeri ve insülin düzeyinin oturan kişiye göre daha düşük olduğu tespit edilmiştir.

Finlandiyalı bilim adamları ikizler üzerinde yaptıkları bir çalışmada, egzersiz yaparak iç organ çevresindeki yağların azalıp azalmadığını izlemişler. Bu çalışma sonucunda egzersiz yapan kardeşlerin iç organ yağlanmasının, egzersiz yapmayan kardeşe göre daha az olduğunu görmüşler. Egzersiz yapmayan grup ta, karaciğerdeki yağ miktarının iki kat fazla olduğu ve kas içinde biriken yağ miktarının yüzde 50 daha fazla olduğu tespit edilmiş. Bir başka deneyde, aynı şartlardaki iki kişiye eşit kaloride gıdalar verilmiş ve izlemeye alınmış, bir süre sonra kilo alamayan deneğin günlük hayatta daha hareketli olduğu, merdivenleri kullandığı, mesafeler arasını yürüyerek gitmeyi tercih ettiği görülmüştür.

7- METABOLİZMANIN HIZLANDIRILMASI

Tüm bunların yanında metabolizmanın hızlandırılması gereklidir. Bunun için bazı gıdaların tüketilmesine öncelik verilmelidir. Bu gıdaları şu şekilde sıralayabiliriz.

* İşlenmiş, rafine edilmiş gıdaların yerine, lif bakımından zengin olan tam tahıllı ürünleri ( yulaf, buğday, esmer pirinç gibi ) tercih etmek, kalori sarfiyatını artıracaktır.

*Protein bakımından zengin ürünlerin ( yağsız et gibi ) sindirilmesinde de, kalori sarfiyatı artmaktadır. Örneğin, 300 kalori içeren yağsız bir etin sindirilmesi için 90 kalori harcanması gerekmektedir.

*Kas kütlesini korumak ve geliştirmek için, kalsiyum ve D vitamini içeren az yağlı süt ürünlerini tüketmede fayda vardır.

*Amerikan Klinik Beslenme dergisi raporunda, günde 4 bardak yeşil çay içilmesi, sekiz haftada altı veya daha fazla kilo verilmesine yardımcı olduğu belirtilmektedir. Yeşil çayın bu etkisinin, terkibindeki etken maddelerden biri olan EGCG t( Epigallokateşingalla ) nin, metabolizmayı hızlandırıcı etkisinden kaynaklandığı belirtilmektedir.

*Kırmızıbiberin içeriğindeki Karsaisin, ısıtıcı etkisinden dolayı daha fazla kalori sarfiyatına neden olmaktadır. Mideyi rahatsız etmediği sürece, yemeklerde kırmızıbiber kullanımı, metabolizmayı hızlandırmaktadır.

*Kafeinli gıdalar metabolizmayı hızlandırmanın yanı sıra, tokluk hissi vermek suretiyle gereksiz gıda tüketimini de önlemektedir.

8- ZAYIFLAMAYA YARDIMCI OLAN BAZI BİTKİLER VE ETKİLERİ

Zayıflamaya yardımcı olan bazı bitkileri de, günlük yaşantımızda kullanabiliriz. Bunlardan bazıları da şunlardır.

* Camellia sinensis ( ÇAY ): Terkibindeki kafein, enerji harcanmasını artırdığı gibi, tokluk hissi vermek suretiyle gereksiz gıda tüketimini önlemektedir. Ayrıca yeşil çayın merkezi sinir sistemini uyararak yağ oksidasyonunu hızlandırdığı görülmüştür.

* Capsicum annuum (KIRMIZIBİBER ): Etken maddesi olan kapsaisin, merkezi sinir sistemini uyarmak suretiyle enerji ve yağ metabolizmasını hızlandırmaktadır. Yenildiğinde oluşan yanma hissi, enerji harcanmasını artırmaktadır.

*Citrus aurantium ( TURUNÇGİLLER ): Özellikle olgunlaşmamış meyve kabuklarında bulunan sinefrin maddesinin, yağ oksidasyonu ve metabolizmayı hızlandırıcı etkisi bulunmaktadır. Turunç ekstresinin tokluk hissi verdiği ve vücutta sıkılaşmaya neden olduğu da gözlenmiştir.

*Plantago psyllium ( KARNIYARIK OTU ): Kabızlık giderici etkisinden dolayı, kullanılacak zararsız iyi bir laksatiftir. Yumuşatıcı etkisi yanında iştah azaltıcı etkisi de görülmüştür.

*Armeniaca vulgaris ( ZERDALİ ): Kabız olmamak için kullanılacak en ideal besinlerden birisidir. Bağırsakları yumuşatmakla birlikte, tokluk hissi de vermektedir.

9- SONUÇ

Yazımızda değindiğimiz gibi fazla kilo pek çok hastalığa neden olmakla beraber, iskelet sistemimize özellikle bacaklarımıza ekstra bir yük getirmekte, iskelet ve bacaklarda da deformasyonlar, rahatsızlıklar ortaya çıkarmaktadır.

Bebeklerimizin kilolu, yumuk yumuk olması hoşumuza gider. Biraz zayıflayınca üzülürüz. Bebekte bile fazla kilo iyi değildir. Önemli olan sağlıklı olmasıdır. Unutmamalı ki sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlığı bebeklikte başlar. Siz çocuğunuza ne yedirirseniz o bu damak tadına alışır ve ileriki yaşantısında bunu devam ettirir. Ayrıca küçüklükten, spor ve günlük egzersiz yapma alışkanlığı kazanılır. Bunun için çocuklarımıza örnek olarak, onların bu alışkanlığı kazanmalarını sağlamalıyız.

Sonradan dengeli beslenme ve spor alışkanlığı kazanmaya çalışmaktansa, küçükten buna alışmak ve sürdürebilmek daha kolaydır. Yemek kültürümüz bazı yasakları içerse de yapılan kaçamakları artırmadan, sadece nefsimizi köreltmek amacıyla bu yemeklerden de yiyebiliriz.

Kaynaklar:

  1. TOSUN, Alev ve KILIÇ, Öznur Uzal. \" Zayıflamak İçin Kullanılan Bitkiler Ve Etki Mekanizmaları\", Fitomed Türkiye- Bilimsel Fitoterapi Dergisi, Sayı 2011/ 24
  2. YILMAZ, Murat.\" Hızlı verilen kilo alınır\", (Sağlıkça), Milliyet Bursa gazetesi, 1 13 Mart 2015.
  3. \"Kalori yakan 8 besin\", Milliyet Gazetesi, 3 Şubat 2015.
  4. EKŞİOĞLU, Mete. \"Başımızın belası iştah\", Olay Gazetesi, 9 Eylül 2014
  5. TUZCU, Murat. \"Atılan her adım sağlığı koruyor\", Milliyet Gazetesi, 5 Aralık 2014
  6. ŞEKER, Mevhibe. Bitkilerdeki Şifa, Bursa, Ekin Yayınevi, 2011
  7. \"Obezite Nedir ?\", www.saglikbilgisi.gen.tr

Diğer Sayfalar


E-Bülten
Yeniliklerden Haberdar Olmak İster misiniz ?
E-Posta Adresinizi Giriniz ve ekleyiniz ...

 
     
ANASAYFA  |  KİTAP  |  HAKKIMIZDA  |  İLETİŞİM

Sitemiz bitki bilgilendirme sitesidir. Ayrıca bitkisel ürün satışıda yapılmaktadır.
Sitemizde bulunan ürünler ilaç değil bitkisel destek ürünüdür.
 

Atatürk Heykeli arkası, Dispanser yukarısı cadde,
Sivasiler Camii(Tahtalı Mescit) altı, No.5A
Heykel/ Osmangazi-BURSA


   
2011 © Bitkilerdeki Şifa